Akşener’den başörtüsü açıklaması: Anayasal düzenlemeye gerek yok
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Meclis’te komisyon görüşmeleri başlayacak olan başörtüsüne ilişkin anayasa değişikliğiyle ilgili açıklamalarda bulundu.
Akşener’den başörtüsü açıklaması: Anayasal düzenlemeye gerek yok
Akşener’den başörtüsü açıklaması: Anayasal düzenlemeye gerek yok
AK Parti’yi dün iktidara taşıyan, üniversite kapılarından içeri sokulmayan genç kızların gözyaşlarının; 20 yılın sonunda AK Parti’nin siyaset pazarında oy devşirilecek bir gollük pastan başka şey olmadığını iddia eden Akşener, başörtüsüyle ilgili Anayasa değişikliği teklifine değindi.
Akşener, AK Parti’nin yaptığı anayasa değişikliklerinin en büyük özelliğinin, yapılan değişikliğin ortaya çıkardığı sorunları düzeltebilmek için daha kapsamlı yeni anayasa değişiklikleri gerektirmesi olduğunu savundu.
“Şimdi de her zamanki gibi yine ellerine eksik bir metni almışlar ve mutabakat arıyorlar.” diyen Akşener, “Akıllarınca gol atma motivasyonuyla her zamanki gibi yarım yamalak yapılmış, eksik bir işle çıkmışlar, mutabakat arıyorlar. Hay hay, buyurun, hodri meydan… Madem bu konu yeniden siyasetin gündeminde, yeniden masada o zaman anayasaysa anayasa, mutabakatsa mutabakat, biz varız. Ama öyle ‘ağam, paşam, saray dedi’ yok. Öyle kapı kapı gezip ‘miş’ gibi yapmak yok. Öyle ağlamak sızlamak yok.” ifadelerini kullandı.
Sağdan soldan bazı duyumlar aldığını belirten Akşener, şöyle devam etti:
“Saraydaki siyaset dehaları, orada burada, abuk sabuk konuşuyor. Kendilerince yoklama çekiyorlar, biz de gözlüyoruz. Neymiş? Bu seçim diğerleri gibi değilmiş. Başörtüsü meselesinin tekrar gündeme gelmesi çok iyi olmuş. Bunun seçimde çok faydası olurmuş, saflar sıklaştırılırmış. Yok eğer, seçimi kaybederlerse de Anayasa Mahkemesinden bu metni iptal ettirirlermiş. Zaten metin de ona göre hazırlanmış. Seçimden sonra da bu işin ekmeğini yemeye devam ederlermiş. Şu zihniyete bir bakar mısınız? Hatta daha utanmazca, daha ahlaksızca olanı da var. Neymiş efendim? ‘Teklif, Meclis’te 400’ü bulsa da bazı milletvekilleri hayır oyu kullanıp referanduma götürürlermiş.’ Bak Sayın Erdoğan seni uyarıyorum. Bu konu bir turnusol kağıdıdır, samimiyet testidir, sınavdır. Kim pas veriyor, kim gol atıyor, beni ilgilendirmez. Kim, hangi siyasi rantı kovalıyor, beni ilgilendirmez. Saraydaki tatlı su stratejistlerinin Zihni Sinir taktikleri de beni ilgilendirmez. Ben şunu bilirim and olsun, yemin olsun, başı örtülü, başı örtüsüz tüm kadınların, genciyle yaşlısıyla tüm insanlarımızın, bu ülkenin, tüm vatandaşlarının saf ve temiz duygularını sömürmenize müsaade etmem, etmeyeceğim.
AK Parti’nin siyaset kalpazanlığının sonu yok. Memleketin geleceğiyle oynadıkları kumarın sınırı yok. Sarayda kumpasın, dümenin, her türlüsü var ama ahlaktan eser yok. Adeta entrikanın her çeşidi yaşanıyor. Sayın Erdoğan’ın saray düzeni işte tam olarak budur. Bizans sarayının bile bunlardan öğrenecekleri var. Hatta Makyavel bunları görse, kitabının adını Prens değil, Reis yapardı.”
İktidardaki tüm yetkilerin sadece bir kişide toplandığını iddia eden Akşener, şunları kaydetti:
“Sayın Erdoğan, işte o nedenle ben de bizzat sana seslenmek istiyorum. Gel, bu konunun üzerindeki tüm tartışmaları kaldıralım. Bu kapanmış yaranın üzerinde vicdansızca tepinerek kadınların en helal haklarını yeniden tartışmaya açmayalım. Gel, bu meseleyi Türkiye’nin gündeminden sonsuza dek çekip çıkartalım. Gel, milletimizin tamamını kapsayacak Gazi Meclisimizin bir bütün olarak arkasında dimdik duracağı Türkiye’ye yakışır bir düzenleme yapalım.
Eğer, ‘benim bir ajandam var, bunu değiştirmem’, ‘Bizim bir metnimiz var, noktasına bile dokundurtmam’, ‘Ben siyasi rant peşindeyim, bu pastayı kimseye yedirtmem’ demiyorsan, gerçekten samimiyetle ortak akıl arıyorsan, meseleyi, mutabakatla çözme niyetindeysen, giderayak kadınlara bir faydan dokunsun istiyorsan haydi buyur, ben varım. İyi Parti olarak biz varız. Çalışmamız burada, biz buradayız. Eksikleri gideren, özgürlük alanlarını genişleten ve milletimizin ekseriyetini ortak bir noktada buluşturacak teklifimiz hazır. Millet, memleket için, hayra vesile olacak sahici bir mutabakata varıp bu esasında var olmayan tartışmayı tarihe gömmek için biz hazırız. Haydi buyurun, milletimiz de görsün, şahitlik etsin. Bu konuda kim samimi, kim değil tüm Türkiye izlesin. Gelin bu işe bir büyük nokta koyalım. Millet-devlet bütünlüğüne daha fazla zarar vermeyelim. Milleti bu konuyla tekrar tekrar muhatap etmenin utancından siyaseti artık kurtaralım. Artık milletimizin gerçek sorunlarına, kanayan yaralara, geçim derdine, kaynamayan tencerelere, okula aç giden çocuklarımıza, siyasetin gerçek öznesine, milletimize dönelim.”